Bu gün özel bir gündü.Bağıran Baraka'da bir mesaj iletilecekti.Karanlık Lord bu işte sadece Scarlett'e güvenmişti.O'nu kendisine yakın görmüş,son derece önemli olan mesajı iletmesini istemişti.Scarlett ise böyle kutsal bir göreve layık görüldüğü için minnettar olmuştu.Karanlık Lord mesajın Scarlett aracılığıyla iletileceğini söylediğinde büyük bir itaatkarlıkla efendisinin önünde eğilmişti.Karanlık yüzü bu büyük sevinçle parlamış,vücudu memnuniyetle titremişti.Lord'dan beklediği yakınlığı tam beş yıl sonra elde etmişti.
Duyduğu mutlulukla o ana döndü.Oda'nın için zifiri karanlıktı.Lord az ileride antika bir iskemlede oturuyordu.Yüzü seçilemese de sülieti belirgindi.Cüppesinin altından uzanan elleri Scarlett'e yönelmişti.Gözleri bu karanlığa henüz yeni alışmışken muhteşem sesle kendine geldi.Duyduğu ses son derece güven verici ve bir o kadarda güçlüydü.Sanki kalbinin derinliklerinden konuşuyordu.
- Sen!! C'oté ... Bu göreve seni seçtim!!
dedi Lord.Konuşması,nerdeyse boş olan odada yankılanıyordu.Scarlett bir kez daha emin oldu kendinden.Bir kez daha Lord'a hizmet etmekten memnun kaldı.Beş yıl önce verdiği karardan bir an bile tereddüt etmemişti.İşte o zaman da böyle düşünüyordu.''İyi ki Karanlık Lord ileyim,iyi ki O'nun tarafını seçmişim'' diyordu içinden.Artık damarlarında ki bütün kan onun hizmetindeydi.Tüm vücudu O'na itaatkardı.O'nunla bütünleşmiş,O'na inanıyordu.Mücadelesinde tek bir tarafa yönelmişti.Karanlık tarafı seçmişti.
En sevdiği hatırasında ayrılırken bir kez daha gülümsedi.Vücudunu saran duygularından kurtulurken yürüdüğü yola verdi kendini.Bağıran Baraka'nın sessiz yolundaydı şimdi.Gecenin karanlığında ıssız bir patikada ilerliyordu.Sokaklar bomboştu.Ne bir ses ne bir süliet vardı.Binaya yaklaştığı anda cüppesinin şapkasını örttü.Yaklaşık üç adım kaldığında ise yüzü maskeyle kapanmıştı.Şu an hiç te tanınacak gibi değildi.Kapıyı araladı ve karanlık barakaya girdi.Nerdeyse çökmek üzere olan bir yerdi.Yerler yıpranmış ahşapla örtülüydü.Muhtemelen duvarların sıvası kalmamıştı.Merdivenlerden çıkıldığında ise basamakların sesleri yükseliyordu.Nereye bassa çıtırdıyordu.Üst kata vardığında iskembelere çarpıyor,çıkardığı sessin yankılanmaması için çarpıtığı iskembeleri tutuyordu.Bu arada da ayaklarının altından toz yığını çıkıyordu.Havayla buluşması sırasında kötü bir koku yayıyordu.Çok fazla küf vardı.
Scarlett biraz gürültülü biraz da sessiz yolculuğunu tamamladığında misafirini beklemeye koyuldu.Yoladığı mektubu aldığını umuyordu.Birden boşluğun içinden nefes alışlar yükseldi.Oldukça temkinli adımlar sesiziyordu.Tam da bir müdireye yakışan davranıştı.Scarlett O'nun merakını hayal edebiliyordu.Buraya neden çağırıldığını bilmeyi istiyordu.En kısa sürede öğrenecekti.Sonunda müdire odaya varmıştı.O'na dahada yaklaştı.Yaklaşırken nefes alışlarını düzenledi.O da şimdi müdire gibi nefes alıyordu.Birden sessizlik bozuldu.Müdire tüm cesaretiyle konuştu
- Kimsin sen?
Scarlett yüzünü saran maskenin ardından hafifce gülümsedi.O da sessizliği bozan bu konuşmaya katılmak istiyordu.Hiç beklemeden atıldı.Ses tonunu sihirle değiştirmişti.Kimliğini açıklamamak için çok anlamlı bir davranıştı.Gizllilik bu işte en önemli meseleydi.Yaklaşık iki ton incelen sesiyle
- Karanlık Lord'un bir yandaşı...
dedi.Yutkunduktan kısa bir süre sonra konuşmasına kaldığı yerden devam etti
- Hogwarts Müdiresi'ne bir mesajım var!!